Hasan Boğuldu
Kaz Dağları bir diğer adı ile İda Dağları yüzlerce efsaneye evsahipliği yapan bir doğa harikası, bu efsanelerden biride Hasan boğuldu. Efsaneye göre Hasan aşkına kavuşmak için çabalarken Kaz Dağlarında son nefesini vermiştir. Hasan'ın aşkı için hayatından olduğu varsayılan yer ise şuanda bir çok konuğuna özelliklede yaz aylarında, güzel anlar yaşatıyor. Şırıl şırıl akan buz gibi Kızilkeçili çayı, bir çok gölet, çağlayan ve şelaler ile Kaz Dağlarının arasında tam anlamıyla bir cennet gizli.
Hasan Boğuldu'ya doğru olan yolculuğunuza Kızılkeçili köyünden başlamanızı tavsiye ederim. Kızılkeçili Akçay'a 5 km uzaklıkta tipik bir Ege köyü. Zeytin ağaçları arasında kurulmuş, sırtını Kaz Dağlarına yaslamış küçük bir köy. Çevrede ki birçok köy gibi bu köyde dışardan göç alan bir yapıda. Büyük şehirlerden insanlar şehrin bunaltıcı havasından kaçıp kafalarını dinleyebilmek için bu küçük, şirin Ege köyünü seçiyorlar.
Sizde bisiklete meraklıysanız yolun buradan sonrasında bisiklet ile devam etmenizi tavsiye ederim. Köyün içinden geçip toprak yolları takip ederek, doğanın kucağında ilerleyeceksiniz. Kondisyonunuzun iyi durumda olduğundan emin olun derim çünkü yolumuz genellikle yokuş ve bu ciddi anlamda bir çaba sarf etmenize sebep oluyor, bacaklarınızın bu yoğun tempoyu kaldırabileceğinden emin olun. Yanınızda mutlaka yedek lastik ve bisiklet pompası bulundurun, toprak yolda ilerlediğiniz için lastiğinizin patlaması olası ve bu durumda yolculuğunuz yarıda kesilebilir yada çok yorucu bir hal alabilir. Yaklaşık 1 saat içinde Kaz Dağı Milli Parkı kapılarına ulaşıcaksınızdır. Girişte makul bir ücret
karşılığında bilet satın alıyorsunuz. Çevrede aileleriyle gelip piknik yapan insanlar, kurdukları tezgahlarda dağ otları, zeytin, zeytin yağı, keçi peyniri satan köylüler görüceksiniz.Zeytin, zeytinyağı almanızı pek tavsiye etmem ama çok güzel otlar bulabilirsiniz bu tezgahlarda, taze meyve ve sebzeleri de rahatlıkla bulacaksınızdır. Sıcak havada burda ki göletlerde yüzmek kadar serinletici birşey olamaz. Su o kadar soğuk ki mangal
yapmaya gelen insanlar karpuzlarını suyun içine koyup buz gibi olmalarını sağlıyorlar. Çok uzun süre suyun içinde kalamayacağınıza eminim ama biraz da olsa yüzün derim ben ama Hasan'ın hazin sonuna uğramamak için şelalere yaklaşmayın.Bisikletle gidiyorsanız eğer yanınıza su almak zahmetine girmeyin, boşuna yükünüzü arttırmanın anlamı yok. Milli park içerisinde ki çeşmelerden yada akarsudan buz gibi su içebilirsiniz. Bu kadar aktivite yapıp bol oksijenli havayı soluduğunuzda ve tabi ki çevrede mangal yapanların ızgaralarından yükselen kokular iştahınızı bir hayli kabartıcaktır, sizde mangal yapanlara katılabilir yada önceden hazırladığınız sandiviçlerinizi çantanızdan çıkarıp yiyerek karnınızı doyurabilrsiniz. Bol bol fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız buradan size çok ekmek çıkacaktır, kameranın kadrajını nereye çevirseniz mükemmel bir manzara poz vermiş sizi bekliyor olacak. Dönüşü Milli Park'ın diğer kapısından çıkarak yapmanızı tavsiye etmem. O yol sizi Zeytinli beldesine götürücek ama pek bir cazibesinin olduğunu düşünmüyorum.