21 Nisan 2013 Pazar

Hasan Boğuldu

 Hasan Boğuldu


Kaz Dağları bir diğer adı ile İda Dağları yüzlerce efsaneye evsahipliği yapan bir doğa harikası, bu efsanelerden biride Hasan boğuldu. Efsaneye göre Hasan aşkına kavuşmak için çabalarken Kaz Dağlarında son nefesini vermiştir. Hasan'ın aşkı için hayatından olduğu varsayılan yer ise şuanda bir çok konuğuna özelliklede yaz aylarında, güzel anlar yaşatıyor. Şırıl şırıl akan buz gibi Kızilkeçili çayı, bir çok gölet, çağlayan ve şelaler ile Kaz Dağlarının arasında tam anlamıyla bir cennet gizli.

Hasan Boğuldu'ya doğru olan yolculuğunuza Kızılkeçili köyünden başlamanızı tavsiye ederim. Kızılkeçili Akçay'a 5 km uzaklıkta tipik bir Ege köyü. Zeytin ağaçları arasında kurulmuş, sırtını Kaz Dağlarına yaslamış küçük bir köy. Çevrede ki birçok köy gibi bu köyde dışardan göç alan bir yapıda. Büyük şehirlerden insanlar şehrin bunaltıcı havasından kaçıp kafalarını dinleyebilmek için bu küçük, şirin Ege köyünü seçiyorlar.


Sizde bisiklete meraklıysanız yolun buradan sonrasında bisiklet ile devam etmenizi tavsiye ederim. Köyün içinden geçip toprak yolları takip ederek, doğanın kucağında ilerleyeceksiniz. Kondisyonunuzun iyi durumda olduğundan emin olun derim çünkü yolumuz genellikle yokuş ve bu ciddi anlamda bir çaba sarf  etmenize sebep oluyor, bacaklarınızın bu yoğun tempoyu kaldırabileceğinden emin olun. Yanınızda mutlaka yedek lastik ve bisiklet pompası bulundurun, toprak yolda ilerlediğiniz için lastiğinizin patlaması olası ve bu durumda yolculuğunuz yarıda kesilebilir yada çok yorucu bir hal alabilir. Yaklaşık 1 saat içinde Kaz Dağı Milli Parkı kapılarına ulaşıcaksınızdır. Girişte makul bir ücret
karşılığında bilet satın alıyorsunuz. Çevrede aileleriyle gelip piknik yapan insanlar, kurdukları tezgahlarda dağ otları, zeytin, zeytin yağı, keçi peyniri satan köylüler görüceksiniz.Zeytin, zeytinyağı almanızı pek tavsiye etmem ama çok güzel otlar bulabilirsiniz bu tezgahlarda, taze meyve ve sebzeleri de rahatlıkla bulacaksınızdır. Sıcak havada burda ki göletlerde yüzmek kadar serinletici birşey olamaz. Su o kadar soğuk ki mangal
yapmaya gelen insanlar karpuzlarını suyun içine koyup buz gibi olmalarını sağlıyorlar. Çok uzun süre suyun içinde kalamayacağınıza eminim ama biraz da olsa yüzün derim ben ama Hasan'ın hazin sonuna uğramamak için şelalere yaklaşmayın.Bisikletle gidiyorsanız eğer yanınıza su almak zahmetine girmeyin, boşuna yükünüzü arttırmanın anlamı yok. Milli park içerisinde ki çeşmelerden yada akarsudan buz gibi su içebilirsiniz. Bu kadar aktivite yapıp bol oksijenli havayı soluduğunuzda ve tabi ki çevrede mangal yapanların ızgaralarından yükselen kokular iştahınızı bir hayli kabartıcaktır, sizde mangal yapanlara katılabilir yada önceden hazırladığınız sandiviçlerinizi çantanızdan çıkarıp yiyerek karnınızı doyurabilrsiniz. Bol bol fotoğraf çekmeyi ihmal etmeyin. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız buradan size çok ekmek çıkacaktır, kameranın kadrajını nereye çevirseniz mükemmel bir manzara poz vermiş sizi bekliyor olacak. Dönüşü Milli Park'ın diğer kapısından çıkarak yapmanızı tavsiye etmem. O yol sizi Zeytinli beldesine götürücek ama pek bir cazibesinin olduğunu düşünmüyorum.

19 Nisan 2013 Cuma

Mersin'de haftasonu

Mersin'de haftasonu

Tarih, doğa, güzel sahiller ve lezzetli yemekler Mersin'e yaptığım küçük haftasonu gezisinde karşıma çıkanlardı. Akdeniz'e kıyısı olan bu güzel şehir özellikle çevre illerinde yaşayanlar için çok güzel bir haftasonu kaçamağı olabilir, biraz daha uzun bir süre ayırırsanız buna pişman olmayacağınıza eminim. Öncelikle karnımızı doyuralım. Mersin mutfak açısından gerçekteda n çok zengin bir şehir, çok lezzetli et yemekleri Mersin'de sizi bekliyor özellikle de tantuni ve ciğer. 2 farklı yerde gerçekten 2 farklı tantuni yedim.
İlk gün gittiğim Yaprak Tantuni ve gezimin son günün de gittiğim Şişko Tantuni arasında lezzet açısından çok büyük fark gördüm. Yolunuz Yaprak Tantuniye düşmeli mutlaka, tantuninin yanında servis ettikleri roka, domates, kara lahana turşusu ve biber turşusu yediğiniz yemeğin lezzetine lezzet katıcaktır. Dürüm içinde servis edilen açık tantuninin yemesi daha güzel oluyor ama somun ekmek arasında servis edilen tantuni daha doyurucu, artık seçim sizin. 
Hazır buraya kadar gelmişken 50 metre uzaklıkta ki Forum'a uğramadan etmeyin. Çok sayıda ki mağazalarda zevkinize göre bişeyler bulmanız işten bile olmaz.Yeni düzenlenmiş marina içerisinde ki lüks kafe ve restaurantlar ile gelen misafirlerine lüks bir hizmet sunuyor ancak benim daha öğrenciyseniz bu mekanlar biraz bütçe sarsıcı olabilir. Sahil şeridi boyunca uzanan kafe ve publar üniversite gençleri için çok daha cazip mekanlar. Kıskaç isimli kafede biranızın yanına tuzlu fıstık yada mısır yerine bir değişiklik yapıp yengeç alabilirsiniz. Yengeçi ayıklayıp yemek her ne kadar meşakkatli olsada uğraştığınıza değicek bir lezzete sahip, ama servis edilen yengeçlerin çok küçük olmamalarına dikkat edin, kızkaçlarında ki eti ayıklamak daha da zorlaşıyor yoksa.
Yazıma tarih diye başlamıştım, Mersin M.Ö. ki yıllardan bu yana sürekli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir şehir ve şuan da toprak altından çıkarılmış bir çok tarihi güzellik bizlerin ziyaretini bekliyor. Mersin şehir merkezinden yaklaşık 45 dakika mesafede bulunan Kanlıdivane(Canytellis) olarak adlandırlan 90 metre genişliğe 45 metre derinliğe sahip göz alıcı obruğun çevresinde ki antik Olba Krallığına ait şehirde Roma öncesi ve Roma dönemine ait şahane eserler konuklarının ziyareti için bekliyorlar. Kanlıdivane olarak adlandırılar obruk antik çağlarda ev sahipliği yaptığı bir çok kavim tarafından kutsal sayılmış ve bir çok ritüelin gerçekleştirlmesine ev sahipliği yapmış.
Obruğun içinde oyularak işlenmiş çok güzel heykeller mevcut ve bunların her biri döneminin en zengin, en saygın kişilerine ait olduğu düşünülen heykeller. Türkiye'de ki birçok tarihi eser gibi bu antik kentte ki eserlerde define arayıcılarının talanına ve yıkımına uğramışlar yada devletimiz tarafından bilinçsizce zarara uğratılmışlar.


Gün batımını Kızkalesinin mükemmel manzarasını karşısında izleme şansını yakalabilirseniz gününüzü çok güzel tamamlmış olucaksınız.
Mersin çok güzel sahilleri olan bir ilimiz ama ben bu gezimi Nisan aylarının başında yaptığım için güzel sahillerinden faydalanma fırsatı yakalıyamadım. Mersin'e hava yolu ile gitmeyi düşünüyorsanız Adana'ya indikten sonra karayolu ile devam etmenizi tavsiye ederim, tren yolculuğuiçin uzunca bir yol yürümeniz gerekicek çünkü. Havaalanının hemen yolcu çıkış kapısının önünde ki otobüsler yardımıyla 1 saatte yolculuğunuzu tamamlıyabilirsiniz.

18 Nisan 2013 Perşembe

Gezdim, gördüm, yazdım bloğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampusu TUR 102 Türkçe II dersi için Genco Kavas tarafından hazırlanmıştır. Bloğumda sizlere gezip gördüğüm yerler hakkında ki görüşlerimi, neleri meşhurdur, nerelerde neler yenir, nerelerde konaklanabilir, nelere dikkat edilmeli ve bunlar gibi konularda fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. İlerleyen zamanlarda yolunuz yazılarımda bahsettiğim noktalara düşerse küçük bir fikir sahibi olarak başladığınız geziniz belki de daha bir güzel geçer. Sizler benim yaşadığım sorunları yaşamaz, keyif aldığımı gördüğünüz noktalara öncelik verirsiniz.